Depremler, yalnızca fiziksel yıkıma neden olmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve psikolojik etkileriyle ülkelerin kalkınma süreçlerini derinden etkileyen doğal afetlerdir. Türkiye gibi aktif fay hatları üzerinde bulunan ülkelerde depremin toplam maliyeti sadece yıkılan binalarla sınırlı kalmaz; üretim kayıpları, iş gücü azalması, altyapı tahribatı ve psikososyal destek ihtiyaçları da bu maliyete dâhildir. 2025 yılı itibarıyla yapılan analizler, depremlerin neden olduğu doğrudan ve dolaylı maliyetlerin, çok yönlü planlamalarla azaltılabileceğini göstermektedir. Bu yazıda depremin toplam maliyetine etki eden tüm faktörleri ayrıntılarıyla ele alıyoruz.
Depremin Toplam Maliyeti Nasıl Hesaplanır?
Depremin toplam maliyeti, doğrudan ve dolaylı maliyetler olarak iki ana başlık altında değerlendirilir. Doğrudan maliyetler; yıkılan konutlar, ticari yapılar, kamu binaları, yollar, köprüler, enerji ve su altyapısındaki zararları kapsar. Bu tür zararların ölçümü genellikle yapı bazlı hasar tespit raporlarıyla yapılır. Dolaylı maliyetler ise üretim durması, iş gücü kaybı, ekonomik faaliyetlerin sekteye uğraması, turizm gelirlerinde azalma ve psikolojik travmaların uzun vadeli tedavi masraflarını içerir. Ayrıca arama kurtarma, geçici barınma, temel ihtiyaç malzemeleri ve uzun vadeli yeniden yapılandırma bütçeleri de bu kapsamda yer alır. Bir ülkenin depreme karşı hazırlık seviyesi, yönetim kapasitesi ve afet sonrası müdahale hızına göre bu maliyetler ciddi şekilde artabilir veya azaltılabilir.

Fiziksel Yıkımın Ekonomik Etkileri Nelerdir?
Depremler sonucunda ortaya çıkan fiziksel yıkım, doğrudan maddi kaybın en büyük kısmını oluşturur. Konutların tamamen ya da kısmen yıkılması, ulaşım altyapısının kullanılmaz hale gelmesi ve kamu binalarının işlevsizleşmesi, büyük bir onarım ve yeniden inşa maliyeti doğurur. 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerde Türkiye genelinde bu kalemde yaklaşık 100 milyar dolara yakın bir hasar tespiti yapılmıştır. Bu tür fiziksel kayıplar, yalnızca devlete değil, bireylere ve özel sektöre de ciddi mali yük getirir. Aynı zamanda inşaat malzemelerinin fiyatlarındaki artış, iş gücü talebinin yükselmesi ve lojistik zorluklar, yeniden inşa sürecinin maliyetini daha da yükseltir.
Üretim ve İş Gücü Kayıpları Ekonomiyi Nasıl Etkiler?
Depremin ardından işletmelerin faaliyetlerini durdurması, tedarik zincirlerinin kırılması ve çalışanların yaşam koşullarındaki zorluklar, ülke genelinde ciddi üretim kayıplarına neden olur. Özellikle sanayi bölgeleri, lojistik merkezler ve tarımsal üretim alanlarının zarar görmesi durumunda ekonomik çarklar yavaşlar. Bu süreçte iş gücü geçici ya da kalıcı olarak devre dışı kalabilir. Üretimin düşmesiyle birlikte vergi gelirlerinde azalma yaşanır, bu da kamu bütçesinin dengelemesini zorlaştırır. Ayrıca işsizliğin artması sosyal yardımlara olan talebi artırır, bu da devlet harcamalarının daha da yükselmesine neden olur.
Psikolojik ve Sosyal Maliyetler Ne Kadar Önemlidir?
Depremler yalnızca maddi değil, manevi açıdan da büyük yaralar açar. Travma, kayıp duygusu, belirsizlik ve korku, özellikle çocuklar ve yaşlılar üzerinde derin izler bırakabilir. Bu tür psikolojik etkiler, uzun süreli tedavi ve sosyal destek hizmetlerini gerekli kılar. Sosyal bağların zayıflaması, göç hareketleri ve toplumsal dayanışma eksiklikleri de dolaylı ekonomik maliyetleri artırabilir. Psikososyal destek hizmetleri, yeniden güvenli yaşam alanlarının kurulması ve toplumun afete hazırlıklı hale getirilmesi için yapılan yatırımlar bu başlık altında değerlendirilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Depremin toplam maliyeti hakkında merak edilen konulara aşağıda açıklayıcı cevaplar bulabilirsiniz.
Depremin toplam maliyetini etkileyen en önemli faktör nedir?
En belirleyici faktör, depremin şiddeti ve merkez üssüne olan yerleşim yoğunluğudur. Büyükşehirlerde yaşanan depremler, altyapı yoğunluğu nedeniyle daha yüksek maliyet doğurur.

Sigorta sistemleri bu maliyetleri ne ölçüde karşılar?
Zorunlu deprem sigortası (DASK) gibi sistemler yalnızca belirli bir kısmı kapsar. Kapsam dışındaki zararlar, kişisel tasarruflar ya da devlet desteğiyle karşılanmak zorundadır.
Dolaylı maliyetler neden önemlidir?
Dolaylı maliyetler genellikle göz ardı edilir ancak uzun vadede doğrudan maliyetlerden bile yüksek olabilir. Üretim kaybı, turizm gelirlerinde düşüş ve psikolojik travmalar buna örnektir.
Depremin maliyeti önceden tahmin edilebilir mi?
Bazı modellemeler ile olası bir depremin yaratacağı ekonomik zarar yaklaşık olarak öngörülebilir. Ancak bina dayanıklılığı ve altyapı durumu gibi birçok değişken bu tahmini etkiler.
Türkiye’de depreme hazırlık seviyesi yeterli mi?
Son yıllarda yapı denetim sistemleri geliştirilmiş olsa da, birçok yapı hâlâ risklidir. Kentsel dönüşüm projeleri ve kamu bilinci artırıldıkça hazırlık seviyesi de iyileşmektedir.
Psikososyal destek hizmetlerinin maliyeti nedir?
Bu hizmetlerin maliyeti bölgedeki nüfus yoğunluğu, etkilenen kişi sayısı ve destek süresine göre değişir. Genellikle kamu bütçesinden veya uluslararası yardımlardan karşılanır.
Altyapı yatırımları depremin etkisini nasıl azaltır?
Güçlü ve dayanıklı altyapılar, hem yıkım riskini azaltır hem de afet sonrası müdahaleyi hızlandırır. Böylece toplam maliyet düşer.
Uluslararası yardımlar bu maliyetin ne kadarını karşılar?
Uluslararası yardım kuruluşları ilk etapta acil ihtiyaçları karşılayacak destek verir. Ancak uzun vadeli yeniden yapılanma bütçesi genellikle devletin omuzlarındadır.